Hikayem
Hikayem...
İlgili bir aile, mutlu bir çocukluk, başarılı bir öğrencilik, parlak bir kariyer... Evet şanslı başladığım ve kaderin şanslı ağlar ördüğü hayatımda; bu parlak dönüm noktaları altında, bir çanta dolusu soru işareti, tecrübe, kaygı, sınanma ve başarı yolculuğu aslında, sizlerle paylaştığım deneyimler ve çözümler...
Bir insanın kendini keşfedebilmesi ve keşfine göre yaşamını kurgulaması her bireyin hayali! Unutmayalım hikayemizin yazarı biziz, hadi gönlümüzce bir hikaye yaratalım.
Küçük yaşlardan itibaren öğrenme arzusu yüksek bir çocuk olmuştum; nedir, neden ve niye meydana gelmiştir, sonucu ne olacaktır gibi sorularım hep olmuştu. Ve bunları büyüklere sormak yerine, ansiklopedileri fasikül fasikül karıştırarak zaman geçiriyordum, bu o yıllarda çok iyi internet araştırması yapmakla aynı şeydi.
İlgimi gören ailem; bana yaşıma uygun resimli bilgi ansiklopedileri almıştı; ülkelerden, çeşitli kültürlere, protokol düzeninden, fizik kuramlarına kadar birçok şeyi resimlerin altını okuya okuya öğrenmeye başlamıştım – tabii bir avantajım da ilk okul öncesinden okuyabiliyor olmamdı. Anneannemin emekli ilk okul müdiresi olması, sayılardan şekillere, harflerden, ilaç şişelerinin üzerindeki isimlere kadar 4 yaşından itibaren hakim olmamı sağlamıştı.
İlk okulda maalesef bu kadar şeyi yapabiliyor olmamın pek olumlu bir yanını görememiştim. Doğuştan sol elini kullanan biri olarak, 1.sınıfta öğretmenimin eğer sağ elle yazamazsam sıra arkadaşımdan beni ayıracağını öğrenince, zor da olsa sağ elle yazmaya başlamıştım. Tabii bu şekilde yazmak hem solak biri için çok zor, hem de sonucu iyi olmayan bir deneyimdi. Bu sebeple ilk okul 1. sınıfta güzel yazı yazmadan hiç yıldızım olamadı.
Aynı yıllarda 10 yıl çeşitli ve alanında duayen isimlerle devam edecek klasik piyano eğitimi, bale, sonrasında basketbol deneyimi ile hem güzel sanatlar hem de spor hayatıma girmeye başlamıştı… Ne mutlu ki hayatımın bir parçası oldular ve hiç yanımdan ayrılmadılar.
Çocukluktan itibaren çizime karşı yeteneğim vardı, gördüğüm objelerin, evlerin, kişilerin resimlerini sonradan çizebiliyordum ve en çok binaları çizmeyi sevdiğimi fark ettiğimde mimar olmaya karar vermiştim… Ne şanstır ki (?), ilk okul 1. sınıfta öğretmen sebebiyle güzel yazı yazamamam gibi, başka bir iki öğretmenin beni sayısal alanlardan soğutması ile Mimarlık değil İngiliz Edebiyatı okumaya karar verdim.
Çocukluk hayalim olan mimarlıkla çok sonralar feng shui uygulayıcısı olunca yeniden tanışacak, aldığım batı edebiyatı eğitimi ve akabinde İngiltere tecrübem ile de algım, tarzım, hayata bakış açımın genişliğinin meyvesini kısa sürede toplamaya başlayacaktım.
Bilkent yıllarım çok başarılı aynı zamanda mutlu geçmişti. Bir şehir olarak Ankara, çok çekici olmasa da üniversitede kurduğum arkadaşlıklarım, en büyük hazinelerim arasında yerini aldı.
Üniversite sonrasında, akademik kariyere devam etmem için bölümden teklif gelmişti, ancak aynı konfor alanında kalmak, şimdilerde daha iyi anlıyorum ki, hiçbir zaman benim tercihim olmamıştı. Daha büyük, daha farklı şeyler yaşama içgüdüsü ile, London School of Economics de Endüstriyel İlişkiler üzerine (bugünün İnsan Kaynakları) yüksek eğitimime devam ettim, MSc.
Operalar, sergiler, çoklu kültürlü şehir, sınıfımda her milletten insan… gerçekten benim, bugünkü bana devşirmemde ne de çok etkiymiş…
Eğitim sonrası Ada’ya dönüş… yarı zamanlı üniversite hocalığı, GSM sektörü ile akademik alandan, iş dünyasına kaymam ve sonrasında KTHY yılları… Bu yıllarda ilk spritüel gelişimimin yoga dersleri ile başlaması.
Ardından yüksek öğrenim sektörüne çok iddialı bir pozisyon ile geçiş; Pazarlama Müdürü.
KKTC’yi lise lise, Türkiye’yi il il, 3.ülkelerde ise aklıma gelmeyecek şehirleri deneyimlemem, üniversitelerin yurt dışı tanıtımlarında aktif görev almam… Farklı ülkelerin bakanlarından, büyük elçilerine, siyasilerinden, kraliyet mensuplarına kadar aynı ortamlarda bulunmam, basın bültenlerinden, konferanslara sanki bir filmin ana karakterlerinden biriymiş gibi yaşamam, hissetmem, hazmetmem… Çok değerli kişilerin networkünde yer alabilmem… Ama bu esnada çok yorulmam, hangi sabah hangi şehirde uyandığımı sorgulamam, hatta sağlık sorunlarının dahi baş göstermesi.
Aynı Matrix filmindeki gibi, hızlı bir şekilde farklı programların benliğime yüklenmesi diyebilirim bu süreç için ve gerçekten çok değerli.
Ardından uzun bir finans sektörü deneyimi, birçok ekonomik, siyasi ve toplumsal krizin sektör etkilerinin bire bir yaşanması, yönetim değişimleri, değişimlere adaptasyon hep ileriye gitmeye odaklanmak…
Bu dönemde profesyonel alanlarla birlikte, kişisel gelişimim için birçok konuya da eğilmem, uzmanlaşmam… Yoga eğitmenliği, thai, fitoterapi, holistik beslenme, feng shui, Çin metafiziği ile tüm işten arda kalan zamanlarda gelişmem gelişmem gelişmem…
Ve bugün burada, sizlerin hayatlarına dokunma fırsatı ve donanımına sahip olmam… hikayemden ana başlıklar…
Detaylarda ve sizin detaylarınızda buluşmak dileğiyle…
Hidayet